1.1. Genel Olarak Mal Rejimi
Evlilik birliğinin kurulmasından itibaren eşlerin beraber geçirdikleri süre zarfında edindikleri hak ve borçlar mal rejiminin kapsamını oluşturmaktadır. Keza evlilik sözleşmesi evliliğin tarafı eşlerin mal varlığı haklarına etki eden bir sözleşme niteliğindedir. Bu sebeple Türk Medeni Kanunu, evliliğin devamı boyunca ve evliliğin sona ermesinde eşlerin mal varlığına ilişkin hak ve borçlarını da düzenlemiştir. Eşler arası mal rejimi olarak adlandırılan bu düzenleme 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Aile Hukuku Kitabı’nın 4. Bölümünde Eşler Arasındaki Mal Rejimi başlıklı 202. ve 217. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Anılan düzenlemelere göre mal rejimi kavramı, evlilik birliği devam ettiği sürece eşlerin sahip oldukları mallarının yönetiminin nasıl olacağı, eşlerin bu mallardan nasıl yararlanacağı ve nasıl tasarruf edebileceği, son olarak bu mal varlıklarının nasıl paylaşılacağını gösteren, özetle evlilik birliğindeki eşler arasındaki mali ilişkilerin nasıl olacağına kılavuzluk eden hukuki kavramdır. Doktrindeki bir diğer görüşe göre ise mal rejimi, herhangi bir tüzel kişiliği olmayan ancak medeni kanunda açıkça düzenlenen özel bir adi ortaklık türüdür.
Mal rejimi kavramı 743 sayılı Türk Kanun Medeni’sinde ilk kez düzenlenmiştir. Bu noktada belirtilmelidir ki bu kanundan önceki dönemlerde hukukumuzda mal rejimi kavramına ve bu kavrama ilişkin hususlar düzenlenmemiştir. Bu sebeple düzenleme öncesi dönemde eşlerden her birinin kendi malları üzerinde serbestçe tasavvuf edebileceğinin kabul edildiği açıktır. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile ise mal rejimlerine ilişkin yeni düzenlemeler getirilmiş, bu düzenlemeler gereği yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimi olarak kabul edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 202. maddesinin 1. fıkrası gereği yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimi olarak kabul edilse de yine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 202. maddesinin 2. fıkrası ile eşlerin yapacakları bir mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer seçimlik mal rejimlerinden herhangi birini de kabul edebilecekleri düzenlenmiştir. Dolayısıyla eşler kanunda sayılan sınırlı sayıdaki mal rejimlerinden birini de ortak iradeleriyle seçebilmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda sayılan diğer seçimlik mal rejimleri; mal ayrılığı rejimi, paylaşmalı mal ayrılığı rejimi ve mal ortaklığı rejimi olarak yer almaktadır.
1.1.1. Yasal Mal Rejimi
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 202. maddesine göre yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Ancak eşler aralarında bir mal sözleşmesi yaparak başka bir mal rejimi de seçebilmektedirler. Bu husus 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 203. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre eşler 203. maddede sayılan mal rejimlerinden herhangi birini kendi aralarında yaptıkları bir sözleşmeyle seçmedikleri taktirde eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanacağı kabul edilmiştir. Özetle eşler, kanunda düzenlenmiş bulunun seçimlik mal rejimlerinden herhangi birini seçmişlerse bu rejim seçimlik mal rejimi olarak anılacakken, eşler herhangi bir mal rejimi seçmezlerse evlilik akdinin gerçekleştiği andan itibaren eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi olarak anılan yasal mal rejiminin var olduğu kabul edilecektir.
Yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi, eşlerin evlilikleri süresince edindikleri mallar ile eşlerin kişisel mallarını kapsamaktadır. Edinilmiş malların neler olduğu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 219. Maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre edinilmiş mal kavramı, eşlerin edinilmiş mallara katılma rejimi devam ederken karşılığını vererek edindikleri mal varlığı değerleridir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 219. maddeye göre edinilmiş mallar açıkça belirtilmiştir. Bir eşin edinilmiş malları: çalışmasının karşılığı olan edimler, sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurumlarının veya benzer kuruluşların yaptığı ödemeler, çalışma gücü kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, kişisel mallarının gelirleri ve edinilmiş mal yerine geçen değerlerdir. Edinilmiş mallar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesinin 2. fıkrasında bu şekilde sayılmış olup, kanunun lafzında edinilmiş mallar sayılırken özellikle ibaresi kullanıldığından, kanunda sayılan edinilmiş malların sınırlayıcı olmayıp örnekleyici olduğu anlaşılmaktadır. Bir mal varlığı değerinin edinilmiş mal olarak kabul edilmesi ilk olarak mal rejiminin devamı sırasında elde edilmiş olmasına, ayrıca bu edinmenin bir emek karşılığında gerçekleşmiş olmasına bağlıdır. Kişisel mallar ise eşlerin kişisel ihtiyaçlarına yönelik olan ve ailenin diğer fertlerinin kullanımı dışında kalan kişisel mallardır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesine göre eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyalar, mal rejimi öncesi eşlerden birine ait olan ya da evlilik devam ederken miras yoluyla yahut karşılıksız olarak kazanılan mal varlıkları, manevi tazminat alacakları ile kişisel mal yerine geçen değerler kişisel mal sayılmaktadır. Sonuçta belirtilen hükme göre kişisel mal olmayan tüm mal varlığı değerleri de edinilmiş mal sayılmaktadır.
Edinilmiş mallara katılma rejimi, eşlerin mallar üzerinde yararlanma, yönetme ve tasarrufta bulunma haklarını ortadan kaldırmayacağı gibi, eşlerden her biri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 223. maddesi gereğince kişisel mallarını ve edinilmiş mallarını yönetme, bu mallardan yararlanma, mallar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahip olacaktır. Ancak belirtilmelidir ki yasal mal rejimi çerçevesinde eşler kişisel malları ile edinilmiş mallar üzerinde serbestçe tasarruf edebilme hakkına sahip olsalar da bu tasarrufları diğer eşin katılma alacağını azaltmaya yönelik olduğu taktirde kanun koyucu diğer eşi korumak maksadıyla tasarrufta bulunan eşe sorumluluk atfetmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 229. maddesinin 1. fıkrası ile edinilmiş mallara katılma rejimi devam ederken eşlerden birinin diğer eşin katılma alacağını azaltmak maksadıyla gerçekleştirdiği devirlerin tasfiye esnasında hiç devir yapılmamış gibi paylaşılacak aktif değerlere ekleneceği düzenlenmiştir. Bununla birlikte çalışmamızın devamında ele alacağımız üzerine aleyhinde tasarrufta bulunulan eş bu durumu haklı bir neden olarak öne sürerek olağanüstü mal rejimine geçilmesini de isteyebilecektir.
Ayrıca belirtilmelidir ki yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminde eşler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 224. maddesiyle kendi borçları sebebiyle üçüncü kişilere karşı tüm mal varlığı ile sınırsız olarak sorumlu tutulmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 217. maddesi ile ise eşlerin birbirlerine olan borçları düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre eşlerden birinin diğerine olan borcu yasal mal rejimi sürecinde muaccel olursa evlilik devam ederken diğer eş icra yoluna başvurabilecektir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 225. maddesinde ise yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erme halleri düzenlenmiştir. Buna göre yasal mal rejimi eşlerden birinin ölümü ya da eşlerin başka bir mal rejimini kabul etmesiyle sona erecektir. Ayrıca evliliğin iptali ya da boşanma ile sona erdirilmesinde veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde de mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erecektir. Önemle belirtmek gerekir ki edinilmiş mallara katılma rejiminin bir diğer sona erme hali de çalışmamızın ilerleyen bölümlerinde daha kapsamlı şekilde inceleyeceğimiz şekliyle olağanüstü mal rejimine geçilmesidir.
1.1.2. Seçimlik Mal Rejimi
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile eşlere yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi dışında farklı hüküm ve sonuçlar doğuran mal rejimlerini seçebilme imkanı da getirilmiştir. Buna göre eşler, edinilmiş mallara katılma rejimi dışında aralarında bir mal rejimi sözleşmesi akdederek kanunda yazılı seçimlik mal rejimlerinden birini de seçebilmektedirler. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda eşlerin edinilmiş mallara katılma rejimi dışında seçebilecekleri diğer seçimlik mal rejimleri; mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı rejimleridir.
1.1.2.1 Mal Ayrılığı Rejimi
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 242. maddesinde düzenlenen mal ayrılığı rejimine göre eşlerden her birine yasal sınırlar çerçevesinde kendi malları üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkı verilmiştir. Buna göre mal ayrılığı rejimi ile her eşin malı kendisine aittir. Mal ayrılığı rejimini seçen eşler, mal ayrılığı seçimini seçtikleri an itibariyle evlilik öncesinde edindikleri mal varlığı değeri ile rejimin devamında elde ettikleri mal varlığı değerlerinde birbirlerine karşı herhangi bir hak iddia edemeyeceklerdir. Belirtilmelidir ki mal ayrılığı rejiminde eşlerin her birinin kendi mallarının mülkiyetine kendileri sahip olmaya devam eder. Ayrıca sahip olunan mallarının gelirleri de eşlerin kendi kişisel malları olarak kabul edilmektedir. Ancak mal ayrılığı rejiminde de eşler, kendi aralarında anlaşarak ortak mal alabilmekte, eşlerden biri mal varlığından diğer eşe pay verebilmekte ve pay bağışlayabilmektedir. Belirtmek gerekir ki mal ayrılığı rejiminde eşler, borçları sebebiyle üçüncü kişilere karşı tüm mal varlıklarıyla sorumlu olmakla birlikte; eşler evlilik birliğini temsil yetkisini kullandıkları işlemlerde birlikte, diğer durumlarda ise kişisel olarak sorumlu tutulmaktadırlar. Ayrıca mal ayrılığı rejiminde bir malın kendisine ait olduğunu iddia eden eş, bu iddiasını ispatla yükümlü tutulmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 245. maddesine göre de malın mülkiyetinin kendisinde olduğunu iddia edemeyen eş için malın eşlerin paylı mülkiyetinde olduğu kabul edilecektir.
Mal ayrılığı rejiminin sona ermesi eşlerin başka bir mal rejimini seçmeleri ya da evliliğin sona ermesi hallerinde gerçekleşir. Bir diğer deyişle mal ayrılığı rejimi eşlerden birinin ölümü, evliliğin iptali ve boşanma ile başka bir mal rejimine geçilmesi sonucunda sona erer. Mal ayrılığı rejiminde eşlerin malları kendilerine ait olduğundan bu rejimde katılma alacağı, denkleştirme alacağı gibi alacaklar söz konusu olmamakta, tasfiye durumunda her eş kendi malını alacaktır. Bir diğer anlamıyla mal ayrılığı rejiminde eşler, birbirlerinin malları üzerinde herhangi bir talepte bulunamamaktadır. Ancak böyle bir durumda eşlerden biri diğerinin malının edinilmesinde bir katkıda bulunmuşsa yaptığı bu katkı karşılığında katkı payı alacağı talebinde bulunabilmektedir.
Çalışmamızın ilerleyen bölümlerinde daha detaylı ele alınacağı üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 206. maddesi gereği eşlerden birinin talebi üzerine mal ayrılığı rejimine geçilmesi de mümkün olup bu durum olağanüstü mal rejimine geçiş olarak kabul edilmektedir.
1.1.2.2 Paylaşmalı Mal Ayrılığı
Paylaşmalı mal ayrılığı rejimini de eşler evlenmeden önce ya da evliliğin devamı sırasında yapacakları bir mal rejimi sözleşmesi ile seçebilmektedirler. Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde, ailenin ortak kullanımı için özgülenen mallar ve ailenin geleceğini güvence altına almak için yapılan yatırımların taksimine ilişkin imkanlar getirilmiştir. Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde, eşlerin paylı mülkiyetindeki mallar, paylaşım dışı mallar ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 250. maddesinin 1. Fıkrasında yer alan mallar olmak üzere üç tür mal grubu bulunmaktadır. Buna göre paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde, paylaşıma tabi olan mallar anılan hükümde sayılan; evlilik birliğinin ekonomisini garanti eden yatırımlar, ortak kullanım ve yararlanmaya özgülenmiş mallar ya da bu malların yerine geçen değerlerdir. Bir diğer deyişle bu rejimde iki tür mal paylaşıma tabi olup bu mallar ailenin ortak kullanımına ya da yararlanmasına özgülenen mallar ile ailenin ekonomik geleceğini güvence altına almak için yapılan yatırımlardır. Sayılan mallar rejiminin sona ermesi durumunda eşit biçimde paylaşılmaktadır. Yani mal rejiminin sona ermesi halinde eşler, paylaşmaya tabi olan malları aralarında eşit olarak paylaşabilmektedirler. Ancak zina ya da hayata kast sebebiyle boşanma hallerinde hakim, kusurlu eşin payının azaltılmasına ya da tamamen kaldırılmasına karar verebilmektedir. Paylaşıma tabi olan bu mallar dışında eşler diğer mal grupları üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkını haizdirler. Ayrıca paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde eşlerin her biri kendi borçlarından dolayı bütün mal varlıklarıyla sorumludurlar.
Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin sona ermesi, eşlerden birinin ölümüyle, eşlerin başka bir mal rejimini seçmesiyle, evliliğin iptal ya da boşanmayla sona erdirilmesiyle veya olağanüstü mal rejimi ile mal ayrılığına geçilmesiyle gerçekleşmektedir. Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin sona ermesiyle birlikte malların tasfiye aşamasına geçilecek ve her eş diğer eşte bulunan mallarını geri alacaktır.
Ailenin ortak kullanım ve yararlanımına özgülenen mallar ile ailenin ekonomisini garanti eden yatırımlar veya bunların yerine geçen değerler ise varsa işletmelerin bütünlüğü de bozulmadan eşit olarak paylaştırılmaktadır. Son olarak belirtmek gerekirse eşler arasında aile konutu ve ev eşyalarına ilişkin uyuşmazlık çıktığı taktirde ise hakim somut olayın özelliklerine, eşlerin sosyal ve ekonomik durumlarına, velayet konusunu ve çıkarlarını da dikkate alarak hakkaniyete göre karar verir.
1.1.2.3. Mal Ortaklığı Rejimi
Mal ortaklığı rejimi de kanunda sayılan seçimlik mal rejimlerindendir. Eşler evlenmeden önce yahut evliliğin devamı sırasında yapacakları bir mal rejimi sözleşmesi ile bu mal rejimini seçebilmektedir. Mal ortaklığı rejimi, ortaklık mallarının paylaşımı esasına dayanmaktadır. Mal ortaklığı rejiminde ortaklık malları genel ve sınırlı mal ortaklığı olarak iki gruba ayrılmaktadır. Sınırlı mal ortaklığı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 258. Maddesine göre sadece edinilmiş malların oluşturduğu bir ortaklıktır. Yine sınırlı mal ortaklığı edinilmiş mallarda ortaklık ve diğer mal ortaklıkları olacak şekilde ikiye ayrılmaktadır. Ayrıca eşlerin kişisel mallarının gelirleri de ortaklık malları kapsamına alınmıştır. Ancak eşler aralarında mal rejimi sözleşmesi akdiyle ortaklığın sadece edinilmiş mallardan oluşabileceğini kararlaştırabilirler. Yine eşler, aralarında akdedecekleri bir mal rejimi sözleşmesiyle belirli bir mal varlığı değerini; bir diğer anlamıyla taşınmaz malları, bir eşin kazancını, bir meslek ya da sanatın icrası için kullanılan malları ortaklık dışında tutabilmektedirler. Genel mal ortalığına ise eşlerin kişisel malları dışındaki malları ve gelirleri ortaklık mallarına dahil edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 260. maddesinde göre kişisel malların neler olduğu düzenlenmiştir. Anılan hüküm gereği kişisel mallar; mal rejimi sözleşmesi, üçüncü kişinin karşılıksız kazandırması veya kanunla belirlenmektedir. Ancak eşlerden her birinin yalnızca kişisel kullanımına ayrılmış eşyası ile manevi tazminat alacakları yasa sebebiyle kişisel mal kapsamındadır. Sonuç olarak genel mal ortaklığında kişisel mal olarak sayılan mallar dışındaki ortaklık malı sayılan mallara eşler bir bütün olarak sahip olmaktadır.
Mal ortaklığı rejiminde eşlerin malları, ortaklık malları ve kişisel mallar olarak iki türe ayrıldığından bir malın kişisel malı olduğunu iddia eden eş bu iddiasını ispatla yükümlü olup aksi halde ispat sağlanamazsa o mal ortaklık malı olarak kabul edilmektedir. Mal ortaklığı rejiminde eşler, kişisel mallarını yönetme ve tasarruf etme hakkına sahipken, ortaklık mallarını evlilik birliğinin yararını esas alarak yönetirler. Bu rejimde eşlerden her biri ortaklık mallarını evliliğin ve diğer eşin yararına uygun olacak şekilde yönetmekle yükümlüdürler. Ancak yasal sınırlar içinde kalmak kaydıyla eşler, birliği yükümlülük altına sokabilirler ve mallar üzerinde tasarrufta bulunabilirler.
Mal ortaklığı rejiminin son bulması; eşlerden birinin ölümü, eşlerin başka bir mal rejimini seçmeleri veya evliliğin sona ermesi hallerinde son bulmaktadır. Ayrıca boşanma veya hakim kararı ile olağanüstü mal rejimine geçilmesine karar verilmesi hallerinde mal ortaklığı rejimi, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sona ermektedir. Mal ortaklığı rejimi, ölüm yahut başka bir mal rejimine geçiş nedeniyle son bulduğu taktirde her eş ortaklık mallarını eşit olarak paylaşacaktır. Bittabi eşler mal rejimi sözleşmesi ile aralarında paylaşıma dair başka bir oran kararlaştırabilmektedirler. Boşanma veya hakim kararı ile olağanüstü mal rejimine geçilmesi halinde gerçekleşen sona ermede ise her eş kişisel mallarını aynen almakta ve ortaklık malları eşler arasında eşit olarak paylaştırılmaktadır. Son olarak belirtilmelidir ki aile konutu ya da ev eşyası ortaklık malına dahilse üstün yararını ispat eden eş ortalık payına mahsuben mülkiyetinin kendisine verilmesini talep edebilmektedir.
